Bülent Buda: Bir hafta önce, Sakarya yenilgisini sindiremeyen öfkeli bir Eyüpspor’la yüz yüze geldiler. Gerçekçi olmalıyız. Rakip güçlü isimlerden oluşan, neredeyse takımın bütününe yakını büyük ligin oyuncuları…
Bodrum FK’nın, atakları ve de erken gol arayışlarını seven bir karakteri var. Lakin İstanbul’un sonbahar akşamında benzer bir oyun anlayışıyla yüz yüze kaldılar.
Özellikle orta alan ile savunmada dağılma yaşadılar. Sonuç olarak da 38 dakikada iki farklı geriye düştüler. Bu onların alışık oldukları bir tabela görüntüsü değildi.
Farklı skorun üstüne birde Eyüplü futbolcuların öfkeli, saldırgan, buraların agası benim tutumu takımın bütünüyle oyun psikolojisini bozdu. Bu koşullarda toparlanıp kendine gelme, açılan arayı dengeleme her babayiğidin üstesinden gelebileceği bir dışa vurum değil. Bu durum bir tür kışkırtıcı bir manzarayla karşılaşıp onun tuzağına düşmek olarak nitelenebilir. Futbolumuzda rakibimi bir takım sportif olmayan davranışlarla nasıl bozarım kültürünün içinde boy atmış bir anlayıştır. Karşı koymak için onlar gibi olmak gerekir Bu anlayışta Bodrum FK’da yok. ‘Hayatta başımıza gelen olaylar değil, onları nasıl karşıladığımız sonucu belirler.’ ders çıkarmak, tekrarını yaşamamak güçlü karakterin anlatımıdır. Fazla kafaya takmadan yolculuğa devam…
Fatih Tanfer: – Bodrumspor lider Eyüpspor’a çok kolay teslim oldu. Kendilerinden daha güçlü ve hırslı oyun bekliyorduk. Takım halinde en büyük avantajları olan disiplinden uzak oyun tarzı bu kötü sonucun sebeplerinden.
– Yenilen 1 ve 2. goller birbirinin benzeriydi. Oyunda devamlılık maalesef yoktu. Sahada inancını kaybetmiş. Bitse de gitsek düşüncesinde bir takım vardı. Defans üst üste hatalar yaptı. Orta alanda yaratıcı oyuncu yoktu.
Bireysel yetenekler açısından en verimsiz maçları oynadılar. Rakibin kenar bindirmelerine tedbir alamadı. Kısacası lider kazanmak adına doğruları yaparken Bodrumspor rakibini doğru oyununa karşı çözüm bulamadı. Sonuç kaçınılmaz oldu..
Mehmet Demirtaş: Kaybetmeyi hiçbir oyuncu, teknik kadro ve yönetim lügatinda barındırmaz. Ne var ki lider Eyüp, Bodrum kalesini erken abluka altına alıp, ilk 38 dakikada 2 farkla öne geçince Bodrum FK’ya soğuk duş yaşattı ve gardını düşürdü. Üçüncü gol ise maçın tuzu biberi oldu. Oyunun birçok bölümünde dirençli bir Bodrum vardı. Oynanan oyunla ve mücadelesiyle gelecek adına umut veriyor. Skor bizi üzse de, bu takımda hayat var.
Geleceğe güvenle bakabileceğimiz direnç var. Ne var ki, un var şeker var da, helvada olmayan bir şeyler eksik. Bu olmayanı da, teknik kadro, futbolcular ve yönetim milli arada çözecektir ve çözmelidir. Oyun 0-1 de bitse, 0-3 de bitse kaybedilen 3 puandır.
Evindeki Bandırma maçı da en az Eyüp maçı kadar aksiyonu bol bir maç olacaktır.
Bu bağlamda Bodrum tribünlerinin kalabalıklaşması şart.
Manisa FK toparlanmalı
Bülent Buda: 8 maç 11 puan kayıp. Üst sıraları amaçlayan takımlar için oldukça fazla. Yetmedi, atılan gol sayısı da 6…
O donanımlı oyuncu grubuna göre az değil mi? Bu bağlamda puan tablosunun olumlu yanı yenilen gol sayısı sadece 4…
Böylesine seçenekli ve de nitelikli oyuncu topluluğundan daha fazlası beklenir demek yanlış olmaz umarım. Penaltı golüyle geriye düşüldü.
Fazla uzatmadan eşitlik gole ulaşmak elbet iyi oldu. Diallo’nun sağ kanatta çıkardığı işlerin ardından kale önüne indirdiği nitelikli top ve de Kerim Frei’ın birinci sınıf fantastik vuruşu. İçimizi ısıtan girişimlerdi. Ama daha fazlası buna eklemlenemedi ne yazık ki!
Lima, oynadığı konumda kalecilere sorun yaşatacak bitirici vuruşları yapabilen bir karakter. Lakin Lima ya karakterine uygun seviyelerde pozisyonlarla buluşmada sıkıntı yaşıyor ya da savunmanın kalabalığında kendine yeterli alan yaratamıyor.
Neyse galiba bir miktar uzattık. Affola. Gevezeliğimizin temel dayanağı daha güzel skor beklentileri.
Bu yakınmamız, güçlü, yetenekli, coşkulu bir oyuncu topluluğu ile bilgisinden, birikiminden kuşku duymadığımız teknik birime yönelik isteklerimizdir. Böyle algılanırsa seviniriz…
Fatih Tanfer: Lige iyi başladılar. Taraftarlarını umutlandırdılar. Haftalar ilerledikçe grafik kötüye gitmeye başladı. Takımda motivasyon, hırs ve kararlılık maalesef yoktu. 3. haftadan itibaren yazıyorum. Takımın en büyük problemi orta alanı…
Rakip rahatlıkla orta alanı geçiyor. Dinamik oyun tarzıyla oyuna ağırlıklarını koyamıyorlar. Oyuna ikinci yarı dahil olan Topalli’yi çok beğendim. Manisa FK’da o kadar iyi oyuncular var ki hedefe ulaşmaması mümkün değil. Bu maçta da rakibine istenilen baskıyı kuramadı. Oyunu hızlandıramadı. Zaten Manisa FK’nın istenilen sonucu alamamasının sebeplerinden biri temposu…
Umarım Zeki Hoca milli maç arasında eksiklikleri tespit edip, doğru çözümler bulur ve rakibine nefes aldırmayan, etkili oyuncularıyla başarılı sonuçlar alan bir takım izlettirir. Manisalılarında bunu izlemek hakkıdır. Oyuncu açısından bu güç vardır.
Mehmet Demirtaş: Göztepe yenilgisi sonrası Manisa FK duraklama dönemine girdi. Önce Gençlerbirliği, ardından Sakaryaspor beraberliği. Kadro zenginliği bakımından ligin favorisi gösterilen Manisa FK’da yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğu da apaçık ortada…
Problemin çözümü ise Zeki Hoca ve arkadaşlarının elinde. Önlerinde oynanmamış 26 maç ve olası alınabilecek 78 puan orada duruyor. Ancak şampiyonluk yolu da öyle gül bahçeleri arasından geçmiyor. Teşhis konulmaz, tedaviye başlanmazsa işleri zor.
Zor diyorum, çünkü rakipleri de kendisi gibi puan avında. Ya düşme hattından uzaklaşmak ya ilk ikide yer almak ya da kendini ilk altıya atmak için karşısına çıkacak. Kısaca bu ligde hedefsiz takım yok artık! Güçlenen yeni yönetimle beraber yeni bir yol haritasının karşımıza çıkacağını düşünüyor, özellikle ligin ikinci yarısında çok farklı bir Manisa FK izleyeceğimizi düşünüyorum.