Atilla Dorsay’dan Türkan Şoray Açıklaması: “Dostluğumuz Neden Bitti?”
Türkiye’nin medya ve sinema alanındaki usta yazarlarından olan Atilla Dorsay, eski dostu ve adına kitaplar yazdığı ünlü oyuncu Türkan Şoray ile aralarındaki kırgınlığı açıkladı. Dorsay, Türkan Şoray’ın “Sümbül Sokağın Tutsak Kadını” kitabının yeniden basılmasına izin vermemesiyle başlayan sorunlarını anlattı. “Türkan Hanım bize yıllar boyunca devamlı gelip gitti. Biz de onun yanına gittik. Leman’la dostlardılar. Bir parça hesap sorar gibi yaptı Türkan Hanım bana. Türkan Hanım dedi ki; ‘Hayır, ben başka bir kitap istemiyorum. Zaten ‘Sümbül Sokağın Tutsak Kadını’ kitabında benim onaylamadığım, hatalı şeyler vardı. Şimdi bunların tekrar ele alınmasını istemiyorum.’ İşte bu beni sinirlendirdi. Düşünsenize; benim ona karşı sevgimi o kadar belirttiğim bu kitap, aynı zamanda Türk sinema edebiyatında en çok satan kitap oldu. Ve yıllar sonra bu kitaba şikayet etti, yeni bir baskı için bana izin vermedi,” şeklinde konuştu.
Türk Sinemasının Sultanı olarak tanınan Türkan Şoray hakkında kaleme aldığı “Bir Kraliçeyle Dostluk ve Ayrılık Hikayem” adlı kitabı geçtiğimiz aylarda Profil Kitap etiketiyle raflardaki yerini aldı. Bugüne kadar birçok film yazısını ve sinema yazarlığı sürecindeki anılarını kitaplaştıran Dorsay, bu eserinde Türkan Şoray ile olan dostluğunu ve sonrasında yaşanan ayrılığın hikayesine yer verdi.
Suare Kültür Sanat’tan Sayım Çınar’ın sorularını yanıtlayan Dorsay, Şoray’a duyduğu kırgınlığı şu şekilde anlattı:
“- ‘Bir Kraliçeyle Dostluk ve Ayrılık Hikayem’ adlı kitabınız Profil Kitap tarafından yayımlandı. Bu kitapta Türkan Şoray ile olan dostluğunuzun sonlanma sebebini anlatıyorsunuz. Daha önce de Türkan Şoray hakkında ‘Sümbül Sokağın Tutsak Kadını’ adlı bir kitap yazmıştınız. Ancak bu kitabı tekrar yayımlamak istediniz fakat bir sorun yaşandı gibi görünüyor. Neler yaşandı, bu hikayeyi bizimle paylaşabilir misiniz?
‘Sümbül Sokağın Tutsak Kadını’, benim biyografi kitaplarımın en önemlilerinden biridir ve tüm kitaplarım arasında en çok satanıdır. Dolayısıyla o kitap hakkında fazla konuşmak istemiyorum artık. Türkan Şoray hakkında başkaları da güzel kitaplar yazdılar. Ancak Türkan Şoray benim hayatıma girmiş bir insan… O, ‘Dört Yapraklı Yonca’nın ilk film yıldızlarından biridir ve şu anda hayatta olan tek isimdir. Fatma Girik ve Filiz Akın vefat etti, Türkan Şoray ile Hülya Koçyiğit kaldı. Türkan Şoray, onların arasında gerçek bir kraliçedir. Kitabımda da belirttiğim gibi; Türk halkının en sevdiği, en idolü, en peşinden koştuğu bir sanatçıdır. Yani Türkan Şoray’ı sevmemek, beğenmemek, ona karşı kitap yazmak benim hiç düşünmediğim ve düşünmeyeceğim bir durumdur. Ama ne oldu? Tuhaf bir şey oldu… Kitabı Remzi Kitabevi basmıştı ve yeni bir baskı düşünmediler. Bunun üzerine başka bir yayınevi olan Puslu Yayıncılık’ın sahibi Murat Bulut’a rica ettim. Ancak Türkan Şoray izin vermedi. Neden vermediği hakkında bilgim yok…
– Nedenini hiç kendisiyle konuştunuz mu?
Eşim Leman telefon etti. Türkan Hanım bize yıllar boyunca devamlı gelip gitti. Biz de onun yanına gittik. Leman’la dostlardılar. Bir parça hesap sorar gibi yaptı Türkan Hanım bana. Türkan Hanım dedi ki; ‘Hayır, ben başka bir kitap istemiyorum. Zaten ‘Sümbül Sokağın Tutsak Kadını’ kitabında benim onaylamadığım, hatalı şeyler vardı. Şimdi bunların tekrar ele alınmasını istemiyorum.’ İşte bu beni sinirlendirdi. Düşünsenize; benim ona karşı sevgimi o kadar belirttiğim bu kitap, aynı zamanda Türk sinema edebiyatında en çok satan kitap oldu. Ve yıllar sonra bu kitaba şikayet etti, yeni bir baskı için bana izin vermedi. Bu, kim olursa olsun herkesin çok kızacağı bir durumdur. Tamam, onlar yıldız, biz basınız. Onlar tepede duruyorlar, biz basın mensubu olarak onlara hayran bir biçimde dolaşıyoruz, ‘peresteş’ gösteriyoruz eski Türkçeyle. Ama ben, magazin mensubu hiç olmadım. Ben yıldızlara gerektiği gibi yaklaştım… Dolayısıyla, o andan itibaren Türkan Şoray’la aramızdaki ilişkinin koptuğunu hissettim. Onun için bu kitabı yazdım. Kitap, baştan aşağı Türkan Şoray’ı ayağının altına almak değil. Çok geniş bir kısmında Türkan Şoray hakkında daha önce yazdığım fakat bir kitaba girmemiş ya da unutulmuş yazıları samimiyetle bir araya getirdim. Ama bir yerden sonra ağzımı açtım ve ona ne kadar kırgın, ne kadar dargın olduğumu yazdım. Kitabın adında da bu duruma yer verdim.
– Şu an aranız nasıl?
Şu anda hiçbir ilişkimiz yok. Ne o beni aradı, ne ben onu aradım. Bir yerde karşılaşsak, koşarak sarılır mıyız, ‘Aa merhaba canım’ der miyiz; sanmıyorum… Yıldızlar her şeye rağmen kendilerine güvenen kişilerdir. Bu konuda haklıdırlar, bu da doğru. Onlar bütün bir milletin idolü ve ideali, yıldızlardır. Her zaman manevi tahtlarında otururlar. Bizse onların yanında ne durumdayız?”
Söyleşinin tamamı için .